11 Eylül saldırıları nasıl oldu, saldırı sonrası neler yaşandı?
merika Birleşik Devletleri tarihinin en kanlı terör eylemi olarak kabul edilen 11 Eylül 2001 saldırılarının üzerinden 20 yıl geçti. Yakın tarihin seyrini değiştiren 11 Eylül saldırılarında binlerce kişinin hayatını kaybetti. El Kaide lideri Usame Bin Ladin’in üstlendiği saldırı, insanlık tarihindeki en ölümcül terör saldırısı olarak kayıtlara geçti.
Peki devletlerin terörizmle mücadele politikaları, askeri doktrinler, uluslararası hukuk ve devlet dışı silahlı aktörlerin imkan ve kabiliyetleri ile güvenlik literatürü açısından bir kırılma noktası teşkil eden 11 Eylül 2001’de neler yaşandı?
11 Eylül 2001’de ne oldu?
ABD’de finans sisteminin kalbi sayılan New York, 11 Eylül sabahı İkiz Kuleler’e yönelik terör saldırılarıyla uyandı.
Newark, Boston ve Washington’dan havalanıp San Francisco ve Los Angeles’a giden 4 yolcu uçağının kaçırılmasının ardından Los Angeles’a giden Amerikan Airlines’a ait kaçırılan yolcu uçağı, yerel saatle 08.46’da İkiz Kuleler’in kuzey yönündeki binasına çarptı.
Kuzey kulesi alevler içinde yanarken, United Airlines’a ait kaçırılan diğer bir uçak da ilk saldırıdan 17 dakika sonra güney kulesine çarptı.
İkiz kuleler hem ABD hem de tüm dünyanın canlı yayında izlediği saldırıların ardından dakikalar içinde yerle bir oldu ve Manhattan Adası toz bulutlarına büründü.
İkiz Kuleler’e saldırıların ardından kaçırılan bir diğer uçak ise ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) binasına çarptı.
Kaçırılan son uçak ise Pennsylvania eyaleti kırsalında F-16’lar tarafından düşürüldü.
11 Eylül saldırıları sonucu uçakları kaçıran 19 saldırgan hariç, New York, Washington ve Pennsylvania’da toplam 2 bin 977 kişi hayatını kaybetti.
Sivillerin dışında 343 itfaiyeci ve 72 güvenlik mensubu, enkazda arama yaptıkları sırada yaşamını yitirdi veya kayboldu.
Saldırılarda 25 binden fazla insan yaralandı.
11 Eylül saldırılarıları sonrası neler oldu?
11 Eylül 2001’de New York’ta kaçırılan bir uçağın kuleye çarpmasının ardından Dünya Ticaret Merkezi’nin yanan ikiz kulelerinden biriAP
Amerika Birleşik Devletleri’nin 11 Eylül saldırılarına ilk cevabı, Afganistan’a girmek oldu. Dönemin ABD Başkanı George W. Bush, Taliban’ın ABD’nin el Kaide lideri Usame Bin Ladin’in iadesini reddetmesi üzerine 7 Ekim 2001’de Afganistan’ı işgal ederek Taliban yönetimini devirdi ve iktidara Batı destekli Hamid Karzai geçti. ABD’nin Afganistan’ın teröristlerin “üssü” olmasını engellemesi için başlattığı operasyondan yıllar sonra ülke IŞİD militanlarının da barınmaya başladığı ‘güvenli liman’ haline geldi.
ABD’nin Afganistan’ı işgalinden bu yana ise ülkede 50 binin üzerinde sivil ve 2 bin 500 civarında Amerikan askeri hayatını kaybetti.
Irak’ın işgali
Afganistan’ın işgalinin ardından Bush yönetimi, 20 Mart 2003’te Irak’ta kimyasal silah bulunduğu gerekçesiyle ”önleyici savaş” (preventive war) adı altında Birleşmiş Milletler Güvenlik kararı olmadan Irak’ı işgal etti ve Saddam Hüseyin’i devirerek idam etti.
Operasyona “Irak’ı Özgürleştirme Operasyonu” adı verildi ancak askeri müdahaleler ve mezhep savaşları sonucu yüz binlerce sivilin yaşamını yitirdi. Sivil kayıpları ve milyarlarca dolara mal olan Irak işgali aynı zamanda IŞİD’in ortaya çıkmasına zemin hazırladı.
Yeni dünya düzeni
New York’taki Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan 11 Eylül terörist saldırılarının ardından bölgenin son durumuAP
11 Eylül terör saldırıların ardından başlayan ‘”yeni dünya düzeni” ve “terörizmle mücadele” yeni güvenlik stratejilerini de beraberinde getirdi. Saldırılarla beraber sadece ABD’de değil tüm ülkelerde ulusal güvenlik algısı değişti. Devletler ulusal güvenliğe daha fazla para ayırmak zorunda kaldı. Artık sadece konvansiyonel ya da kimyasal silahlar değil herhangi bir şüpheli araç, kişi ya da paket terör tehdidi olarak algılanmaya başlandı. Havalimanları başta olmak üzere halka açık alanlarda daha fazla güvenlik önlemleri alındı, böylece yeni bir güvenlik anlayışı ve sektörü ortaya çıktı.
ABD’nin Afganistan’da ‘terörizmle savaşı’nın başladı
“Terörizmle savaş” söyleminin ardından ABD’nin 20 yıllık Afganistan işgalinde yaşanan gelişmeler şöyle oldu:
7 Ekim 2001: ABD güçleri, hava harekatına Taliban ve el Kaide güçlerine yönelik saldırılarla başladı.
Bölgeye yaklaşık 1000 ABD özel operasyon güçleri ve Merkezi İstihbarat Teşkilatı görevlisi, saldırıları yönlendirmeye ve Afgan muhalif güçleri organize etmeye yardımcı olmak için Afganistan’a girdi.
Aynı dönemde yaklaşık 1300 Deniz Piyadesi, Taliban’a baskı yapmak için görevlendirildi.
9 Kasım 2001: Taliban yönetimi, Mezar-ı Şerif’te Özbek askeri lider Mareşal Raşid Dostum’a sadık güçlere karşı kaybetmesinin ardından hızla çözülmeye başladı.
14 Kasım 2001: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, üyelerine Afganistan’da bir geçiş yönetimi kurmada “merkezi bir rol” çağrısında bulunan ve üye devletleri istikrarı ve yardım dağıtımını teşvik etmek için barış gücü göndermeye davet eden 1378 sayılı kararı kabul etti.
5 Aralık 2001: BM, Taliban haricindeki başlıca Afgan gruplarını, Almanya’nın Bonn şehrindeki konferansa davet etti ve taraflar, BM Güvenlik Konseyi’nin 1383 sayılı kararı ile onaylanan Bonn Anlaşması’nı imzaladı.
Anlaşma, Hamid Karzai’yi geçici yönetim başkanı olarak görevlendirdi ve Kabil’de güvenliği sağlamak için uluslararası bir barış gücü oluşturulmasını öngördü.
Bonn Anlaşması’nı, Uluslararası Güvenlik Yardım Gücü’nü (ISAF) kuran 20 Aralık tarihli ve 1386 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararı takip etti.
Afganistan’da Taliban hakimiyeti 9 Aralık 2001’de sona erdi
Kuzey İttifakı’na mensup savaşçılar tarafından teslim alınan bir Taliban militanı (12 Kasım 2001)AP
9 Aralık 2001: Taliban hakimiyeti, Taliban’ın Kandahar’ı teslim etmesi ve Taliban lideri Molla Ömer’in şehri terk etmesiyle sona erdi.
16 Aralık 2001: Afgan milislerinin, el Kaide lideri Usame bin Ladin’i yakalamak amacıyla el Kaide militanlarıyla 3-17 Aralık’ta girdiği savaş, yüzlerce ölümle ve bin Ladin’in kaçmasıyla sonuçlandı.
Savaşın ilk yılında 2 bin 375 sivil hayatını kaybetti.
Mart 2002: İlk en büyük operasyon olan Anaconda Operasyonu, yaklaşık 800 el Kaide ve Taliban savaşçısını yakalamak için başlatıldı. Yaklaşık 2 bin ABD ve 1000 Afgan askeri operasyonda yer aldı.
17 Nisan 2002: Bush, Afganistan’ın yeniden inşası çağrısında bulundu.
ABD Kongresi, 2001’den 2009’a kadar Afganistan’a 38 milyar doların üzerinde insani ve yeniden yapılanma yardımı tahsis etti.
Haziran 2002: Aralık 2001’den bu yana Afganistan’ın geçici yönetiminin başkanı olan Hamid Karzai, ülkenin geçiş hükümetinin başına seçildi.
2 Mayıs 2003: ABD’li yetkililer, Afganistan’daki büyük muharebe operasyonlarının sona erdiğini ilan etti. Taliban başta güney ve doğuda olmak üzere yavaş yavaş yeniden bir araya gelmeye başladı.
8 Ağustos 2003: BM, Afganistan’ı istikrara kavuşturmak ve yeni bir hükümet kurmak amacıyla NATO liderliğindeki bir misyona yetki verdi.
NATO, Afganistan’daki uluslararası güvenlik güçlerinin (ISAF) kontrolünü üstlenerek NATO/ISAF’ın rolünü ülke çapında genişletti.
9 Ekim 2004: Karzai, yüzde 55 oyla Afganistan’ın demokratik olarak seçilen ilk lideri oldu.
Bin Ladin 11 Eylül saldırılarının sorumluluğunu üstlendi
El Kaide lideri Usame bin Ladin (1998 / Helmand / Afganistan)AP
29 Ekim 2004: Usame Bin Ladin, Katar merkezli El Cezire’de yayınlanan açıklamasında, 11 Eylül 2001 saldırılarının sorumluluğunu üstlendi.
23 Mayıs 2005: Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai ve ABD Başkanı George W. Bush, ülkelerinin stratejik ortaklarını ilan eden ortak bir bildiri yayınladı. Bildiri, ABD kuvvetlerine “uluslararası teröre karşı savaş ve şiddet içeren aşırılığa karşı mücadele” için Afgan askeri tesislerine erişim sağladı.
Temmuz 2006: Güneyde şiddetli çatışmalar patlak verdi.
2005’te 27 olan intihar saldırılarının sayısı 2006’da beş katına (139) çıkarken, uzaktan patlatılan bombalamalar iki katından fazla sayıya çıkarak 1677’ye ulaştı.
2006-2008: ABD kuvvetleri ağırlıklı olarak Irak’ta savaşırken, Afganistan’da yalnızca çok daha küçük bir birlik konuşlandırıldı.
Taliban, özellikle güneyde büyük ilerlemeler kaydetti. Buna karşılık, NATO misyonu bölgeye çoğunluğu İngiliz binlerce yeni asker getirdi. Sivil ölümler 2001’in ardından ilk kez binin üzerine çıktı.
Afganistan’daki ABD güçlerinin sayısı ilk kez 2010’da 100 bine ulaştı
Afganistan’ın Helmand kentinde görev yapan Amerikan askerleri (2010)AP
17 Şubat 2009: ABD’de Ocak 2009’da Başkan seçilen Barack Obama, Afganistan’daki gücü artırmaya karar vererek savaş bölgesine 17 bin asker daha göndermeyi planladığını duyurdu.
Temmuz 2009: ABD Deniz Piyadeleri, ülkenin güneyinde, özellikle Helmand Eyaletinde büyüyen Taliban isyanına yanıt olarak 4 bin denizciyi içeren büyük bir saldırı başlattı.
Ağustos 2009: İlk defa 50 binin üzerine çıkan Afganistan’daki ABD askerinin sayısı, ağustos ayında 68 bine ulaştı.
Kasım 2009: 20 Ağustos’ta yapılan tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından iki aydan fazla süren belirsizlikten sonra, Cumhurbaşkanı Hamid Karzai bir dönem daha yönetime geldi.
Karzai’yi rakipleri Abdullah Abdullah ve Eşref Gani ile karşı karşıya getiren 20 Ağustos seçimleri, hile iddialarıyla gölgelendi.
1 Aralık 2009: ABD Başkanı Obama, mevcut 68 bin kuvvete ek olarak 30 bin kuvvetin daha savaşa katılacağını söyledi.
2010: Afganistan’daki ABD güçlerinin sayısı ilk kez 100 bine ulaştı. 2008’den sonra yıllık 2 binin üzerine çıkan sivil ölümleri 2010’da 2 bin 794 oldu.
Usame Bin Ladin 1 Mayıs 2011’de öldürüldü
El Kaide lideri Usame bin Ladin olduğu belirtilen şahıs, TV’de ABD Başkanı Barack Obama’nın konuşmasını izlerken. (Abbotabad / Pakistan / 7 Mayıs 2011)AP
1 Mayıs 2011: Usame Bin Ladin, Pakistan’da ABD güçlerinin düzenlediği baskında öldürüldü. Savaşın başlamasına sebep olan saldırıların sorumluluğunu üstlenen Bin Ladin’in öldürülmesi, Afganistan’da savaşın sürdürülmesine ilişkin devam eden tartışmaları ateşledi.
22 Haziran 2011: Obama, 2012 yazına kadar 33 bin askeri geri çekme planını açıkladı. Bu kapsamda yıl sonuna kadar 10 bin askerin geri çekilmesini söyleyen Obama, 2014’te güvenliği Afganlara verene kadar, istikrarlı bir hızda çekilmesinin devam etmesini istedi.
7 Ekim 2011: Afganistan’da savaşın 10’uncu yılı geride kalırken sadece 2011’de 3 bin 133, toplamda ise 17 bine yakın sivil hayatını kaybetti.
Savaşa 444 milyar dolarlık harcama yapan ABD, bölgede 1800 askerini yitirdi.
27 Mayıs 2014: Obama ikinci görev süresinin sona ereceği 2016 yılı sonuna kadar neredeyse tüm ABD askerlerini Afganistan’dan çekme planını açıkladı.
21 Eylül 2014: Yeni seçilen cumhurbaşkanı Eşref Gani, seçim sonuçlarına itiraz eden Abdullah Abdullah ile bir koalisyon hükümeti kurma konusunda anlaştı.
28 Aralık 2014: ABD muharebe misyonu, çoğu muharebe birliklerinin geri çekilmesi ve “Afgan liderliğindeki” bir savaşa geçişin ardından resmi olarak sona erdi. Bununla birlikte, bölgede Afgan güçlerini ve terörle mücadeleyi eğitmeye odaklanan yaklaşık 10 bin ABD askeri kaldı.
2015: Obama, Afganistan’da durumun Amerikan ordusunun terk etmesi için çok kırılgan olduğunu söyledi. 2015’te 3 bin 565, 2016’da ise 3 bin 527 sivil hayatını kaybetti.
13 Nisan 2017: ABD ordusu, Afganistan’da IŞİD militanları tarafından kullanılan bir tünel kompleksine bomba attığını açıkladı. “Bütün bombaların anası” olarak bilinen “Massive Ordnance Air Blast Bomb” (MOAB), ABD tarafından bir çatışmada bu zamana kadar kullanılan en büyük nükleer olmayan bomba oldu.
ABD ile Taliban arasında barış görüşmeleri başladı
21 Ağustos 2017: Ocak ayında Başkanlık görevine başlayan Donald Trump, Taliban’ı Kabil hükümetiyle barış görüşmeleri yapmaya zorlamak amacıyla Afganlara destek sağlayan ABD güçlerinin konuşlandırılması çağrısında bulundu.
Trump, “Artık Amerikan ordusunun gücünü uzak ülkelerde demokrasiler inşa etmek için kullanmayacaklarını, diğer ülkeleri ABD imajına göre yeniden inşa etmeye çalışmayacaklarını, artık o günlerin geride kaldığını” söyledi. Bölgede 2017’de 3 bin 442 sivil hayatını kaybetti.
4 Eylül 2018: Afgan asıllı ABD’li diplomat Zalmay Halilzad, Taliban ile müzakereler için ABD özel temsilcisi olarak atandı.
12 Ekim 2018: Halilzad siyasi ofislerini kurdukları Doha’da Taliban temsilcileriyle bir araya geldi.
Şubat 2019: ABD ile Doha’daki Taliban arasındaki müzakereler, 2018’in sonlarında başlayan ivmeyi temel alarak, şimdiye kadarki en yüksek seviyesine ulaştı.
7 Eylül 2019: ABD’nin baş müzakerecisi Halilzad’ın Taliban liderleriyle “prensipte” bir anlaşmaya varıldığını açıklamasından bir hafta sonra, Trump barış görüşmelerini aniden durdurdu.
Şubat 2020’deki anlaşmayla başlayan geri çekilme tamamlandı
29 Şubat 2020: ABD elçisi Halilzad ve Taliban, Afganistan’daki ABD birliklerinin önemli ölçüde geri çekilmesinin önünü açan ve Taliban’dan ülkenin terörist faaliyetler için kullanılmayacağına dair garantiler içeren bir anlaşma imzaladı.
Barış anlaşması çerçevesinde nihai geri çekilme için 1 Mayıs 2021’i kesin bir tarih olarak belirleyen Afganistan’dan geri çekilme süreci başladı.
14 Nisan 2021: Başkanlık görevini devralan Joe Biden, kendisine miras kalan 1 Mayıs tarihini 31 Ağustos’a erteledi.
Haziran 2021: Saldırılarını yoğunlaştıran Taliban, onlarca ilçeyi ele geçirdikten sonra kuşatmaya aldığı vilayet merkezlerine yöneldi.
15 Ağustos 2021: Taliban, başkent Kabil’i kuşattı ve yönetimi savaşmadan devraldı. Cumhurbaşkanı Eşref Gani aynı gün akşam saatlerine doğru ülkeyi terk etti.
30 Ağustos 2021: ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Kenneth McKenzie, ABD güçlerinin Afganistan’dan çekilme sürecinin tamamlandığını açıkladı.
ABD’nin 7 Ekim 2001’de başlayan Afganistan’daki varlığı, 20 yılın ardından 31 Ağustos’ta askerlerinin Afganistan’dan çekilme sürecinin tamamlanmasıyla sona erdi.
11 Eylül, İslamofobi artışında etkili oldu
11 Eylül saldırıları başta ABD olmak üzere, özellikle Batı’da Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarında büyük artışa ve İslamofobinin giderek derinleşmesine neden oldu.
Medyada “İslamcı terör” ve “radikal İslam” kavramları sık sık kullanılmaya başlandı.
Araştırmalar, uluslararası medyanın, Müslümanların adının karıştığı terör saldırılarına diğer din ya da gruplara mensup kişilerce düzenlenen saldırılardan daha fazla yer verdiğini ortaya koydu.
ABD’nin orantısız şekilde kullandığı yoğun hava saldırıları ve bu saldırılarda yaşamını yitiren binlerce sivil, Afgan halkının ABD ve uluslararası koalisyon güçlerine karşı giderek büyüyen güvensizliğine ve öfkesine yol açtı.
Bu durum, Taliban’ın halk desteğini kazanmak üzere kullandığı en güçlü gerekçe ve argümanlardan birisini oluşturdu.
Sadece 2016-2020 yılları arasında sivil kaybı 3 bin 977’yi buldu. Bunun yüzde 40’ını çocuklar teşkil ederken, sivil ölümlerin yüzde 62’si uluslararası koalisyon güçleri eliyle gerçekleşti.
ABD Afganistan’ı terk ederken 29 Ağustos 2021 günü IŞİD’in Afganistan kolu IŞİD-H unsurlarına karşı Kabil’de düzenlediği İHA saldırısında, aynı aileden altısı çocuk 10 kişinin yaşamını yitirmesine neden oldu.
Amerika Birleşik Devletleri, 11 Eylül’ün ve Afganistan işgalinin yirminci yıl dönümü öncesi Afganistan’dan ağır kayıplar vererek çekildi.
Bunu, ülkeyi 20 yıldır savaştığı unsurlara teslim ederek gerçekleştirdi.
Yirmi yılın ardından Afganistan daha kırılgan bir ülkeye dönüştü.
Afganistan’da, 11 Eylül’ün 20’inci yılına günler kala ikinci Taliban dönemi başladı.(Euronews)