Almanya seçimlerinde Merkel koltuğunu kaptırmadı
Almanya’da kritik seçimler Angela Merkel’in dördüncü kez başbakan olması ve son yarım asırdan sonra ilk kez aşırı sağcı bir partinin meclise girmesiyle sonuçlandı.
Anketlere göre Merkel’in muhafazakar partisinin iktidarda kalması büyük bir olasılık olarak görülüyordu.
Merkel’in CDU partisi yüzde 33, en yakın rakibi Sosyal Demokratların lideri Martin Schulz yüzde 20 alarak bir önceki seçimlere oranla oy kaybettiler.
Aşırı sağ yarım asır sonra yeniden siyaset sahnesinde
Almanya için Alternatif (AfD) ismiyle öne çıkan ancak ilk yıllarda istediği ilgiyi bulamayan aşırı sağcı parti iki yıl önce mülteci akınının yaşandığı aylarda popülerlik kazandı. Merkel’in ‘açık kapı’ politikasına karşı çıkan AfD, toplumdaki desteğini artırdı.
Seçimlerde anketlerin de öngördüğü şekilde yüzde 13 oy alan AfD üçüncü parti olarak Bundestag’a girmeyi başardı.
2013 yılında AB karşıtı bir hareket olarak ortaya çıkan partinin bu başarısı birçok kesim tarafından protesto edildi. Parti binası önünde toplanan bir grup gösterici, AfD’nin politikalarına tepki gösterdi.
Mülteci krizi Angela Merkel’e oy kaybettirdi
Angela Merkel için seçim gecesi zafer anlamına geldiyse de, partisi CDU bir önceki seçimlere oranla kan kaybetti. Merkel dördüncü kez başbakan olarak Almanya’nın siyasi tarihine damgasını vuran isim oldu. Ancak partisinin oy kaybetmesi gözardı edilecek bir durum olarak görülmüyor. Merkel zafer konuşmasında “AfD’ye giden oyları geri kazanmalıyız” dedi.
Alman kanallarında konuşan birçok yorumcu Merkel’in oy kaybetmesine neden olarak, 2015 yılındaki mültecilere yönelik uyguladığı ‘açık kapı’ politikasını gösterdi.
Zorluklara rağmen Merkel dördüncü kez seçimden zaferle ayrılmayı başardı. Seçim kampanyası sırasında mülteci politikasını daha da sertleştirdiği mesajlarını veren Merkel, AfD’nin meclise girmesinin iktidar partisi üzerinde bir baskı oluşturabileceğinin de işaretlerini verdi.
AB yanlıları için kötü bir gece
Son dönemlerde İngiltere’nin Brexit ile AB’den ayrılma kararı alması ve ABD Başkanı Donald Trump’ın AB’yi eleştirmesi, AB’nin dağılmaya doğru yol aldığı yorumlarına neden olmuştu. Bu zor dönemde AB yanlıları Merkel’in seçimlerden güçlü çıkarak liberel batı düzenini yeniden toparlayabileceği umutlarını dile getirmişti.
Avrupa’da ‘istikrarın kaynağı’ olarak görülen Merkel seçim sonuçlarından sonra kendi evinde zorlu bir sürece girmiş oluyor. Merkel, Sosyal Demokratların hükümet kurmaya yanaşmadığı bir mecliste küçük partilerin kapısını çalmak zorunda kalacak.
İkinci Dünya Savaşı sonrası siyasi hayatta en düşük oy oranını alan Sosyal Demokratlar, seçim sonuçlarının açıklanmasından sonra, Merkel ile ‘büyük koalisyonun’ bittiğini duyurdu.
Merkel bu durumda Hür Demokratlar, Yeşiller ile koalisyon arayışlarına girecek. Her iki parti de bir üçlü koalisyona sıcak bakmıyor. Ancak bu partiler tek başına Merkel’e hükümet kurma gücünü de verecek konumda değil.
Almanya’da ‘bölünmüş’ parlamento
Almanya’da Hristiyan Demokratlar (CDU) ile Sosyal Demokratlar ülke siyasetinin uzun yıllar en önemli iki ayağını oluşturdu. Her iki partide sağ ve sol kesimleri temsil etti.
Ancak AfD’nin yükselişi ve parlamentoya girişiyle Alman siyaseti de bölünmüş oldu.
2013 yılında yüzde 5’in altında oy alan AfD, oylarını yüzde 13’e çıkardı. (Euronews)