Amerika Birleşik Devletleri’nin New York şehrinde görülen davada hakkındaki suçlamaları kabul eden Reza Zarrab tanık sandalyesinde rüşvet itiraflarında bulundu.(Euronews)
New York’ta tutuklu bulunan Halk Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın yargılandığı davada iş adamı Reza Zarrab (Rıza Sarraf) tanık olarak ifade vermeye başladı.
İlk olarak jüri karşısında açıklamalarda bulunan savcılık yetkilileri Zarrab’ın kendisine yöneltilen Amerikan hapihanesinde gardiyanlara rüşvet vermeye çalışmanın da dahil edildiği 7 suçlamayı kabul ettiğini açıkladı.
Tercüman aracılığıyla Türkçe olarak ifade veren Zarrab Mart 2016’da yakalandıktan sonra mahkum değişiminin mümkün olup olmadığını araştırması için avukat tuttuğunu belirtti. Zarrab tutuklandığında FBI’a doğruları söylemediğini çünkü neyle karşı karşıya olduğunu bilmediğini açıkladı.
Hakkındaki soruşturmadan habersiz olarak Amerika Birleşik Devletleri’ne geldiğini belirten Zarrab iyi niyetle hareket ederek işbirliği yapmanın sorumluluklarını kabul etme ve hapisten çıkmanın en hızlı yolu olduğunu düşündüğünü söyledi.
Zarrab halen FBI gözetimi altında olduğunu ve bir otelde kalmadığını açıkladı.
Zarrab Halkbank yetkilisi Hakan Atilla’nın bankada yaptırım kurallarını en iyi bilen kişi olduğunu kurdukları düzeneğin Amerikan yaptırım kurallarına uygunmuş gibi göstermede yardımcı olduğunu açıkladı.
Zarrab, mahkemede yaptığı (döviz, nakliyat ve inşaat gibi) işleri anlattıktan sonra Aktif Bank’ta hesap açmak istediğini ancak İran’la olan ilişkileri yüzünden özel izin gerekmesi nedeniyle başvurusunun reddedildiğini açıkladı. Zarrab daha sonra genel müdürle konuşarak hesap açtığını ve ilk etapta 5-10 milyon euro yatırdığını belirtti. Reza Zarrab bu görüşmeye dönemin Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın yardımcı olduğunu açıkladı.
Zarrab, 2010 ve 2011’de dönemin İran Merkez Bankası Başkanı Mahmut Bahmani ile görüşerek merkez bankasına doğrudan nakit aktarma konusunda anlaşmaya vardıklarını söyledi. Reza Zarrab, daha sonra bu ilişkinin sona erdiğini açıkladı.
Zarrab, İran Merkez Bankası ile yaptığı anlaşmadan sonra aralarında Hüseyin Necefizade’nin de bulunduğu Bank Mellat yetkilileriyle görüşüp Amerikan yaptırımlarını delmeye başladıklarını söyledi. Bank Mellat ile çalışırken Aktif Bank ile de çok iyi ilişkiler içerisinde olduğunu belirten Zarrab, daha sonra Aktif Bank’ın kendisini dışlamasıyla Halk Bank ile yakınlaştığını söyledi.
Eşinin Türkiye’de çok tanınan bir sanatçı olması nedeniyle kendisinin de göz önünde olduğunu dile getiren Zarrab, bu nedenle Halkbank’ın dönemin Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın ilk etapta kendisiyle çalışmak istemediğini söyledi. Aslan’ın kendisiyle altın ticareti konusunda çalışmaya sıcak bakmaması üzerine Zarrab, dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a ulaştığını anlattı. Peki neden böyle bir adımı attığı sorusuna, “Çünkü o ekonomi bakanıydı” dedi.
Zarrab, Halkbank’ın kendisiyle iş yapmamasının ardından dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a ulaştığını ve Çağlayan’ın İran ile ticarette, karı yüzde 50 -50 paylaşmayı istediğini söyledi.
Zarrab Çağlayan’a 45 – 50 milyon euro, 7,5 milyon dolar ve 2,4 milyon Türk Lirası rüşvet verdiğini düşündüğünü açıkladı. Savcının Zafer Çağlayan’a söz konusu meblağı nasıl ödediği sorusuna Zarrab, ‘nakit, değerli eşyalar ve banka transferi yoluyla’ olduğu şeklinde cevap verdi. Zarrab ayrıca dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın aile üyelerine de ödeme yapıldığını söyledi.
Savcı, Zafer Çağlayan’ın kardeşine 2.4 milyon TL ödeme yapıldığını gösteren banka dekontunu jüriye sunmak istedi. Savunma avukatlarının itirazına rağmen yargıç bu talebi kabul etti.
Zarrab daha sonra tanık sandalyesinden kalkarak altın ticaretinin nasıl işlediğini çizerek anlatmak için mahkeme salonuna getirilen tahtanın başına geçti.
Reza Zarrab İran’a uygulanan Amerikan ekonomik yaptırımlarını aşma yöntemlerinden birini panoya çizerek anlattı.
Hakimin parayı yaptırımlardan kaçırmak için kaç işlem gerektiğini sorması üzerine Zarrab en az on işlem şeklinde cevap verdi.
Savcılar, Reza Zarrab’ın çizdiği şemayı kanıt olarak dava dosyasına ekledi.
Mahkemeye sunulan ve Reza Zarrab’la Süleyman Aslan arasında geçtiği iddia edilen telefon görüşmesi dökümünde, Aslan, Zarrab’a İran petrol şirketinden aracı firmaya gönderilmesi gereken 70 milyon Dolar’ın yanlışlıkla doğrudan Zarrab’ın hesabına yatırıldığını söylüyor. Telefon konuşması dökümünde Aslan’ın, bu transferin Hakan Atilla’nın onayıyla yapıldığını belirttiği ileri sürülüyor.
Zarrab, Süleyman Aslan ve Atilla’nın altının son durağı olarak İran’ı yazmasını istediğini açıkladı.
Duruşmaya ara veren hakim perşembe günü yapılacak oturumda Zarrab’ın mahkum kıyafeti yerine sivil kıyafetle gelmesini istedi.
Atilla’nın avukatlarının jürili duruşmanın iki hafta ertelenmesi talebi Yargıç Richard Berman tarafından reddedildikten sonra davanın esastan görülmesine başlandı.
26 Ekim’de tüm suçlamaları kabul etti
Reza Zarrab’ın hakkındaki tüm suçlamaları kabul ettiği ve imzaldığı dilekçe de taraflara sunuldu. Dilekçede Zarrab üzerine atılı 6 suçlamayı da kabul ediyor ve duruşmalara tanık olarak katılmayı da istediğini belirtiyor.
Davanın tek sanığı olan Halk Bankası Eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın avukatı Victor Rocco, ‘suç şebekesinde’ asıl rüşvet alan kişinin bankanın eski Genel Müdürü Arslan olduğunu belirterek müvekkili Atilla’nın suçsuz olduğunu söyledi.
Avukatları ayrıca tanık olmaya karar veren Reza Zarrab’ın güvenilir olmadığını, söz konusu suçların Zarrab’a karşı açıldığını belirterek tanıklığına itiraz etti.
Atilla’nın yolsuzluğa bulaşmadığı savunmasına karşılık savcılık, Zarrab ve Atilla’nın Türkiye ve İran’daki ambargoları delme tezgahının bir parçası olduğunu iddia ediyor.
İddianamede Zarrab için 95 yıl ve 50 milyon dolar, Atilla için 50 yıl ve 2 milyon dolar ceza isteniyor.
