Euronews’ün haberinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne soru önergesi verilerek meclis gündemine taşınan Dışişleri Bakanlığı eski çalışanlarına işkence iddialarıyla ilgili Ankara Barosu hazırladığı raporu yayımladı.
Cezaevi Kurulu, İnsan Hakları Merkezi ve Avukat Hakları Merkezi üyelerinden oluşan bir heyet kötü muamele ve işkenceye uğradığı yönünde isimleri bildirilen kişilerle görüşerek ifadelerine Ankara Barosu Başkanlığınca hazırlanan raporda yer verildi.
Ankara Barosu raporu, TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun mecliste verdiği soru önergesi sonrası “Ankara Barosu Avukat Hakları Merkezi, Cezaevi Kurulu ve İnsan Hakları Merkezi Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar Soruşturma Bürosundaki İşkence İddialarına dair Rapordur” başlığı altında yayımladı.
ANKARA EMNIYETINDE İŞKENCE IDDIALARI VAR..!
Ankara Mali subesinde gozaltinda olan eski disisleri calisanlarina cop sokma dahil agir iskenceler edildiği iddiaları var. Gozaltinda yaklasik 100 kisi varmış
Konu hakkında @TC_icisleri bir açıklama yapmalı.!
Türkiye nereye gidiyor??
— Ömer Faruk Gergerlioğlu (@gergerliogluof) May 26, 2019
Raporda görüşme sonuçlarına şu şekilde yer verildi:
“Tutanaklar ile de sabit olan ve yapılan görüşmeler neticesinde kötü muamele ve işkence iddialarına dair tespitler şunlardır:
Görüşülen 6 kişinin tamamı “mülakat” adı altında görüşmelere götürüldüklerini, burada itirafçı olmaya zorlandıklarını, tehdit ve hakaretlere maruz kaldıklarını ifade etmişlerdir. Görüşülen 6 kişinin tamamı birden fazla defa mülakata çıkarıldıklarını, mülakatta kendilerine psikolojik baskı uygulandığını, mülakatı gerçekleştiren kişileri görseler teşhis edebileceklerini ifade etmişlerdir.
Görüşülen 6 kişiden 5’i mülakatlar haricinde işkenceye ve kötü muameleye maruz kaldığını ifade etmiştir. Görüşme yapılan 1 kişi bizzat bir işkence ve kötü muameleye maruz kalmadığını, ancak aynı koğuşta kaldığı kişilerden ve Sulh Ceza Hakimliğine gözaltı süre uzatım işlemleri sırasında toplu olarak görüldüklerinde orada bulunan diğer kişilerden işkence ve kötü muamele iddialarını duyduğunu ifade etmiştir. Bu kişinin duyum üzerine anlatımları kötü muamele ve işkenceye maruz kalan kişilerin anlatımları ile uyumludur. Yine bu kişinin işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını duyduğunu beyan ettiği isimler ile işkenceye ve kötü muameleye maruz kaldığını beyan eden kişilerin isimleri arasında farklılık gözlemlenmemiştir.
İşkence ve kötü muameleye maruz kaldığı ifade eden 5 kişinin ortak anlatımlarına göre; bu kişiler (bir kişi cumartesi gecesi, bir kişi cumartesiyi pazara bağlayan gece, üç kişi ise pazar gecesi) gözaltındaki tutuldukları koğuşlardan çıkarıldıklarını, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar Soruşturma Bürosunun giriş katında bulunan bölümü getirildiklerini (bir kişi bu yere kelepçesiz getirildiğini, dört kişi ise ters kelepçeli olarak getirildiğini ifade etmiştir.) büronun girişindeki dar koridorda kapısında “girilmez” yazılı kapıdan içeri sokulduklarını, buradan karanlık bir odaya sokulduklarını, karanlık odaya bırakan kişilerin çıktıklarını, karanlık odada yüzlerini karanlık sebebiyle göremedikleri kişilerin, kendilerini önce duvara yasladıklarını, gözlerini bağladıklarını (ters kelepçe takılmayan kişi bu odada ilk olarak kendisine ters kelepçe takıldığını ifade etmiştir.) sonrasında diz çöktürdüklerini, bir süre süründürdüklerini, jop ile kafalarına vurulduğunu, konuşmazlarsa jopu makatlarına sokulmakla tehdit edildiklerini, karanlık odadaki kişilerin jopu vücutlarında gezdirdiklerini ifade etmişlerdir.
Bu yaşananların ardından; 3 kişi tamamen soyulduklarını, 1 kişi belden altı soyulduğunu, 1 kişi ise pantolonun yarıya kadar soyulduğunu ve devamında; tamamen ve bel altı soyulan toplam 4 kişi, tekrar ters kelepçelenerek cenin pozisyonuna getirildiklerini, makatlarında jop gezdirildiğini, bu sırada konuşmaları konusunda tehdit ve hakaretlere maruz kaldıklarını, kendilerine bir ile iki dakika arasında değişen süreler verildiğini, sonrasında “ikinci aşamaya geçiyoruz” denilerek makatlarına yağ veya kayganlaştırıcı olduğunu düşündükleri bir madde döküldüğünü, yine makatlarında jop gezdirilerek işkenceye maruz kaldıklarını ifade etmişlerdir. 1 kişi ise pantolonun çıkarılmaya çalıştığını, pantolonunun yarıya kadar zorla çıkarıldığını, zorlayarak geri çektiğini, vücudunda ve kıyafetleri üzerinde iken jop gezdirerek işkenceye maruz kaldığını ifade etmiştir.
İşkence ve kötü muameleye maruz kaldığını ifade eden 5 kişiye karanlık odada kendilerine işkence ve kötü muamele uygulayan kişilerin seslerini Mali Suçlar Soruşturma Bürosunda yüzünü gördükleri ve sesini duydukları kişilerden herhangi biri olup olmadığı sorulmuş, farklı kişiler olduklarını ifade etmişlerdir. Kendilerini tanıtıcı bir ifade kullanıp kullanmadıkları sorulduğunda 4 kişi bu yönde bir ifade kullanılmadığını, 1 kişi ise “biz dışarıdan geldik, profesyonel bir ekibiz” diye söylemde bulunduklarını ifade etmiştir.
İşkence ve kötü muameleye maruz kaldığını ifade eden 5 kişi günlük doktor muayenesi sırasında yanlarında bir kolluk görevlisinin bulunduğunu, can güvenliklerinden duydukları korku ve kaygı sebebiyle yaşadıkları doktora anlatamadıklarını ifade etmiştir.
İşkence ve kötü muameleye maruz kaldığını ifade eden 1 kişi ikinci aşama olarak ifade edilen işkence ve kötü muamele durumu öncesinde odada bulunan bir kişinin kendisine evli olup olmadığını sorduğunu, evli olduğunu söylemesi üzerine “bak bir daha karınla yatamazsın, geceleri kalkıp ağlarsın” dediğini ifade etmiştir.
İşkence ve kötü muameleye maruz kaldığını ifade eden 1 kişi süründürme esnasında dizlerinde morluklar oluştuğunu (morluklar giden komisyon tarafından bizzat görülmüş ve fotoğraflanmıştır.) işkencenin son bulmasını müteakip gündüz gerçekleşen ilk doktor muayenesinde bunu doktora ifade ettiğini, doktorun kendisine sözlü olarak morluk diye rapora yazdığını beyan etmesinin ardından, doktor muayenesi sırasında bulunan kadın polis memurunun panikleyerek cep telefonunu eline aldığını ve birilerine bir şeyler yazdığını, sonrasında kendisinin odadan çıkarıldığını ve raporun tanzim edilmiş halinin kendisine gösterilmediğini, devamında gözaltı süre uzatım işlemleri için Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildiklerini, gözaltı uzatım kararının ardından götürüldükleri muayenede aynı doktorun darp cebir izi yoktur diye rapor yazdığını, diğer raporun akıbeti konusunda bilgisi olmadığını ifade etmiştir.
İşkence ve kötü muameleye maruz kaldığını ifade eden 1 kişi işkence ve kötü muameleye başlanmadan önce kendisine “Burada jop sokuyoruz, bunları duymuşsundur, hepsi doğru” denildiğini ve devamında yukarıda anlatılan işkence ve kötü muamele işlemlerine maruz kaldığını ifade etmiştir.
İşkence ve kötü muameleye maruz kaldığını ifade eden 1 kişi, yaşadıklarının ardından kaldığı koğuşa döndüğünde arkadaşlarına bir şey söyleyemediğini, sadece işkence var diyebildiğini, sonrasında uyuduğunu, uyandığında tuvalete gitmek istediğini, tuvalete giderken bayıldığını, 112 sağlık ekiplerinin geldiğini, tansiyonuna bakıldığını ve sonrasında gelen ekiplerin gittiğini, yaşananların ardından sabah olduğunda da baygınlık geçirdiğini, 48 saattir uyuyamadığını ifade etmiştir.
İşkence ve kötü muameleye maruz kaldığını ifade eden 1 kişi gözaltı süresinin uzatılması için Sulh Ceza Hakimliğine çıkarıldıklarında Sulh Ceza Hakimine kötü muameleye maruz kaldığını söylediğini, hakimin kendisine cevaben “bir tek sen mi niye başkasında yok” diye cevap verdiğini, bunun üzerine İşkence ve kötü muameleye maruz kaldığını ifade eden diğer 1 kişinin de “ben de işkenceye uğradım” dediğini, hakimin cevaben “ben doktor değilim, bu benim işim değil, doktora anlatın bunları” dediğini aynı sorguda bulunan 2 kişi ifade etmiştir.”
Ankara Barosu’nun hazırladığı raporun tamamına buradan ulaşılabilir.