Taliban’ı tanıyan Çin’in planı nedir?
Batılı ülkeler, Afganistan ile kalkınmaya yönelik işbirliğini dondurduğunu açıklarken Japonya ve Güney Kore, Çin’in Afganistan’daki etkisini artırmasından endişeli. Çin Afganistan’da gelecekte nasıl bir rol oynayacak?
Dokuz kişilik bir Taliban delegasyonu Kabil’i ele geçirmeden önce Çin’i ziyaret etti
DW’in haberine göre Taliban’ın Afganistan’da yönetimi ele almasından sonra Batılı ülkeler gibi Japonya ve Güney Kore de ülkedeki diplomatik temsilciliklerini kapattı ve kendi personeli ile yardım örgütlerine çalışanları Kabil üzerinden tahliye etti. Hem Japonya hem de Güney Kore son 20 yılda Afganistan’da çok sayıda kalkınma ve altyapı projesine büyük destekler verdi.
Japonya örneğin 2001’den beri yaklaşık Afganistan’a 6 milyar 800 milyon dolar alt yapının sağlanmasına yönelik kalkınma desteği sundu. 2021 ile 2024 dönemi için de 720 milyon dolar yardım verilmesi öngörülmüştü, ancak büyük ihtimalle bu yardımlar dondurulacak.
Güney Kore ise sadece 2018 yılında 2 milyon 200 bin dolar tutarındaki yardım ile özellikle tehdit altındaki kadın ve çocukların güvenliğine yönelik projelere destek sağladı. Güney Kore’nin mali yardımların büyük kısmı ise kiliselerle onlara yakın kuruluşlar üzerinden yapıldı.
Gözler önce Pekin’de
Şimdi ise hem Japonya hem de Güney Kore, Pekin yönetiminin Afganistan’ın yeni yönetimi ile nasıl bir ilişki kuracağını dikkatle izliyor. Zira Japonya ve Güney Kore, Taliban’ın Afganistan’da yönetimi ele geçirmesi üzerine yardım desteğini şimdilik dondurduğunu açıkladı, Pekin yönetimi ise Kabil’in radikal İslamcıların eline geçmesinin ardından Taliban’ı tanıdığı mesajını verdi.
Taliban’ın ülkede kalıcı barış sağlanması için gerekli altyapıyı sağlamasını umut ettiklerini kaydeden Pekir yönetiminden bir temsilci, Taliban ile diyalog kuruluacağı, amacın ise Afganistan’da barışın tesisi ve ülkenin yeniden imarında yapıcı bir rol oynamak olduğunu vurguladı.
Çin jeopolitik etkisini genişletmeyi mi hedefliyor?
Çin ayrıca şimdiden Afganistan’ın komususu ve ülkedeki siyasi gidişatta etkisi büyük olan Pakistan ile de bağlantıya geçtiği gözlemleniyor. Pakistan’ın Hint Okyanusu’na ulaşma istediği biliniyor. Bu dengelere bakıldığında Afganistan’ın Orta Asya’da önemli bir stratejik ortak olma ihtimalinin ne kadar yüksek olduğu da görülüyor.
Çin’in Afganistan sınırı 76 kilometre uzunluğunda dağlık bir alandan oluşuyor. Kimi uzmanlar, Pekin’in Afganistan’a uluslararası yardımların dondurulmasıyla oluşan boşluğu tamamlamada rol oynamayı deneyebileceğini tahmin ediyor.
2020’de Pekin Afganistan’a hızla tıbbi malzeme gönderdi.
Koronavirüs pandemisinin damgasını vurduğu 2020’de Pekin, Afganistan’a hızla tıbbi malzeme göndermişti. Tokyo’daki Temple Üniversitesi Öğretim Üyesi ve siyaset bilimci Prof. Dr. Hiromi Murakami, Çin’in Taliban’ı kısa sürede tanımasının uluslararası toplumu zor bir süreç ile karşı karşıya getirdiği kanısında.
Prof. Dr. Murakami, Pekin’in son yıllarda Pasifik bölgesi ile Asya’da askeri ve siyasi açıdan ve ayrıca kalkınma yardımı projeleri sayesinde güç kazandığını, benzer bir nüfuz kazanma taktiğini Afganistan’da da göstermesinin kuvvetle muhtemel olduğunu belirtiyor.
Japonya ve Güney Kore’den eleştiriler
Japonya ve Güney Kore ise Afganistan’ı ele geçiren Taliban’a yönelik eleştirileriyle Kabil’in yeni sahiplerini kızdırdı. Son olarak Japonya Dışişleri Bakanlığı, Kabil’de bir okula düzenlenen ve çok sayıda kız çocuğunun hayatını kaybettiği terör saldırısını şiddetle kınamıştı.
Siyaset bilimci Prof. Dr. Murakami, “Japonya öncelikle başka ülkelerin Taliban’a yaklaşımının nasıl olacağını gözlemleyecektir” diye konuşuyor ve Japonya’nın kalkınma yardımlarının Çin hükümeti ile karşılaştırıldığında stratejik hedefler gütme türünden olduğunu savunuyor.
Murakami’ye göre ayrıca tarım veya altyapı alanlarında yürütülen çok sayıda kalkınma projesinin, yabancı ülkelerin elçilik personeli ile Afganistan’daki yardım kuruluşları çalışanlarının çekilmesinden sonra yürütülmesi zaten çok zor.
Yıllardır Afganistan’da yardım projeleri yürüten Japon hekim Tetsu Nakamura iki sene önce Celalabad yakınlarında öldürüldü. Saldırıyı Taliban’ın düzenlediğinden yola çıkılıyor.
Tokyo’daki Uluslararası Hristiyanlık Üniversitesi Öğretim Üyesi ve uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Stephen Nagy ise Japonya ve Güney Kore’nin bundan sonra Afganistan’da faaliyet yürüteceklerine şüpheyle yaklaşıyor. Nagy’e göre, Taliban kız çocukları ile kadınların eğitim almasını reddettiği ve onların özgürlüklerini kısıtladığı sürece Japonya ve Güney Kore, Afganistan’dan tamamen çekilecekler ve yardım faaliyetlerini de başka ülkelere kaydıracaklar.
Güney Kore’nin tutumu konusunda ise bu ayın başında Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan bir açıklama ipucu veriyor. Güney Kore, Herat’daki Birleşmiş Milletler (BM) binasına düzenlenen saldırı ve sonrasında meydana gelen şiddet olaylarının savaş suçu olup olmadığının araştırılmasını talep etmiş, Bakanlığın açıklamasında “Taliban insan hakları ihlalleri yaptığını reddetmeye son vermeli, uluslararası hukuku tanımalı ve saflarındaki suçlulardan hesap sormalı” ifadelerine yer verilmişti.
Japonya ve Güney Kore, kalkınma yardımı faaliyetlerinin ne kadar tehlikeli olduğunu bizzat tecrübe etmek zorunda kalan ülkelerden. 2019 yılında “Peace Japan Medical Services” yardım kuruluşunun yöneticisi Tetsu Nakamura, Celalabad yakınlarında katledilmişti. Nakamura, yerli halkın en temel ihtiyaçlarından olan çok sayıda sulama projesini hayata geçirmede faaliyet yürütüyordu. Nakamura’nın öldürülmesinden Taliban sorumlu tutuluyor.