Euro ve Dolar 20 yıl sonra eşitlendi
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa’da faiz oranları ile ekonomik büyüme arasındaki farkın açıldığı bir dönemde euro para birimi 20 yıl sonra dolara eşitlendi. Euronun son dönemde değer kaybetmesinin arkasındaki nedenlerden biri Rus gazının Avrupa pazarına erişiminin tamamen kesilmesi riski.
Yatırımcılar, yıl başından bu yana yaklaşık yüzde 14 değer kazanan ve ‘güvenli liman’ olarak gördükleri doları tercih etti.
Amerikan finansal hizmetler şirketi Wells Fargo uzmanları, geçtiğimiz haftalarda yaptığı analizde, eşitlenmenin bir ay içinde gerçekleşmesini beklediklerini açıklamıştı.
Kuzey Akım 1 boru hattının bakıma alınmasının ardından Rusya’nın gaz tedarikini yeniden sağlayıp sağlamayacağına dair şüpheler Avrupa’da durgunluk korkularını artırıyor.
Yaşlı Kıta’da büyük bir enerji krizinin yaşanmasından endişe ediliyor.
Oanda analisti Jeffrey Halley, Rusya’dan gelen enerjinin “Avrupa’da yaşanan kargaşanın merkezinde yer aldığını” ve Kanada’nın Rusya ile yaşanan enerji krizini hafifletmek için Kuzey Akım boru hattı için türbinleri Almanya’ya iade edeceğini açıklamasının “olumlu bir etkisi olmadığı” yorumunu yaptı.
Pazartesi günü Rus enerji devi Gazprom, Kuzey Akım 1 boru hattında 10 günlük bakıma başladı ve Avusturya ile İtalya’ya gaz akışını kesti. Almanya ile diğer Avrupa ülkeleri gaz sevkıyatının yeniden başlayıp başlamayacağından emin değil.
“Asıl soru 21 Temmuz’dan sonra gazın geri dönüp dönmeyeceği. Piyasalar kararlarını çoktan vermiş gibi görünüyor,” diyor Halley.
UBS analisti Mark Haefele’ye göre ise Rusya’nın Avrupa’ya gaz sevkıyatını durdurması “Euro Bölgesi’nde üç çeyrek üst üste ekonomik daralmaya neden olabilir”
Son yılların en düşük seviyesine gerileyen euro, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) para politikasını sert şekilde sıkılaştırarak faiz oranlarını Avrupa’daki düzeyin bir hayli üstüne yükseltmesi üzerine dolar karşısında değer kaybetmeye başlamıştı.
Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) stratejistlerinden Erik Nelson’a göre Fed’in hareketi ECB’nin daha az artış yanlısı bir yaklaşım izlemesi sebebiyle euro üzerinde baskı yaratıyor.
ABD’deki ekonomik büyümenin euro bölgesindekine göre daha güçlü olması da altta yatan sebeplerden biri.
Geçtiğimiz haftalarda Bloomberg’e konuşan Nelson “ABD Doları’nın gücüne geri dönüşü beklediğimizden daha hızlı oldu” demişti.
Euro’nun 20’inci yılında Dolar’a rakip olma hayalleri hala sürüyor
ECB yüksek enflasyona rağmen piyasa beklentileri doğrultusunda faiz oranlarında değişikliğe gitmezken, temmuz ayında 11 yılın ardından ilk defa faiz artışına gideceğinin sinyalini verdi. Faiz artışının bu ay içinde duyurulması bekleniyor.
Zayıf bir Euro’nun dezavantajları neler?
Euro’nun yüksek enflasyon oranlarının söz konusu olduğu bu dönemde değer kaybetmesi bir hayli elverişsiz bir durum. Zira Avrupa ortak para biriminin kuru düştükçe ABD Doları gibi diğer para birimlerinin değeri de Euro karşısında artmış oluyor. Bu da Euro bölgesine gelen ithal ürünlerin fiyatlarının pahalanması demek. Zaten yüksek olan enflasyon böylelikle daha da artacak. Tüketicilerin düşen Euro kuru karşısında geçim giderleri için daha fazla harcama yapması gerekecek. Hepsinden önce de zaten yüksek olan enerji ve hammadde fiyatlarının daha da artması gündeme gelecek. Zira bu ürünlerde ödemeler ABD Doları bazında yapılıyor. Euro değer kaybettiğinde Dolar değer kazanmış olduğu için de bu ürünler pahalanıyor. Euro kullanmayan birçok ülkeye yapılan seyahatler de Euro’nun düşmesi halinde daha pahalı hale gelecek. Dolayısıyla AMB’nin enflasyonla mücadelesi de zorlaşacak.
Euro’nun düşmesinden kazançlı çıkanlar var mı?
Evet, özellikle ihracat devi olan Almanya’nın bu durumdan kazançlı çıkması mümkün. Zira Almanya’nın ürettiği malların fiyatı, düşen Euro kuru sebebiyle dış piyasalarda ucuzlamış olacak. Kura bağlı olarak dışarıdan talebin artması halinde resesyon endişesinin de frenlenmesi mümkün. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir husus, birçok başka ülkede ekonomik durumun Almanya’daki gibi elverişsiz halde olması. Dış talebin o nedenle konjonktürel olarak düşmesi artmasından daha muhtemel. Bu yüzden Euro’nun değer kaybının talebin artmasına yol açmaması daha olası.(Ajanslar)