Avrupa Birliği’nin (AB) 28 Avrupa işlerinden sorumlu bakanının katıldığı Genel İşler Konseyi, Türkiye ile Gümrük Birliği anlaşmasının genişletilmesine ilişkin müzakerelere ‘şimdilik başlamama’ kararı aldı.
AB Türkiye ile müzakerelere ‘başlamama’ kararı aldı
Birliğe üye ülkelerin AB Bakanları, Avusturya’nın Türkiye ile üyelik müzakerelerinin tamamen durdurulmasını yönündeki önergeyi ise kabul etmedi.
AB Bakanı Ömer Çelik, AB’nin bu sert açıklamasına karşı, göçmen geri kabul anlaşması kartını öne sürerek, ‘AB bu açıklamasıyla 18 Mart Anlaşması’na uymayacağını ilan etmiştir’ dedi.
Luxembourg’da, Avrupa Birliği’nin genişleme politikasındaki son durumu görüşmek üzere toplanan AB Genel İşler Konseyi toplantısının ardından yayınlanan sonuç bildirgesinde Türkiye ile yürütülen üyelik müzakerelerine ilişkin sert kararlar alındı.
Konseyin toplantının ardından yayınladığı sonuç bildirisinde ‘Konsey, Türkiye’nin her geçen gün daha fazla Avrupa Birliği’nden uzaklaştığını not emiştir. Dolayısıyla Türkiye ile üyelik müzakereleri bu aşamada ölü noktada bulunuyor’ ifadesi kullanıldı.
“Türkiye AB değerlerinden uzaklaşıyor”
Türkiye’nin AB değerlerinden de giderek uzaklaştığına vurgu yapılan açıklamada, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü, başta ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlükler konusundaki gerilemelerin kaygı verici olduğu belirtildi. Sivil toplum örgütü temsilcileri, insan hakları savunucuları ve gazetecilerin de ceza evinde olmasının kabul edilemeyeceği vurgulandı.
Bu çerçevede Türkiye ile ‘hiçbir yeni başlığın açılamayacağını, açılan hiçbir başlığın kapatılamayacağını, Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesine ilişkin çalışmaların da şu an için başlatılmayacağı’ duyuruldu.
Avrupa Komisyonu’nun geçtiğimiz Nisan ayında aday ülkelerle ilgili yayınladığı son Katılım Raporu’nda da Türkiye ile yeni bir faslın açılmayacağı belirtilmişti.
Avusturya’nın ‘müzakereler kesilsin’ önerisi
Toplantıda, aşırı sağ iktidarın yönettiği Avusturya’nın, Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakerelerine son verilmesini ‘resmen’ isteyen önerisi de ele alındı. Ancak bu öneri, yeterli destek görmeyince reddedildi. Sonuç bildirgesinde, Türkiye’de sözü edilen hak ve özgürlükler alanında temel bir gelişme sağlanırsa, müzakerelerin yeniden hızlanabileceği ifade edildi.
Bu durumda Türkiye’nin, 3 Ekim 2005 yılında başlayan müzakereler çerçevesinde edindiği ‘aday ülke’ statüsü devam edecek ancak ‘müzakereler somut bir değişiklik olmazsa’ askıda kalacak.
Türkiye’de 15 Temmuz 2015 yılında yaşanan başarısız darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL uygulamaları nedeniyle, Ankara ve Brüksel arasındaki ilişkiler kopma noktasına gelmiş, AB kurumları yeni başlık açılmaması, AB yardımlarının kesilmesi gibi sert kararlar almıştı. Şimdi bu kararlara Gümrük Birliği Anlaşması’nın modernleştirilmesine ilişkin müzakerelerin de durdurulması eklendi.
Brüksel yönetimi, AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin tümüyle kesilmesini de göze alamıyor. Zira, 18 Mart Göçmen Geri Kabul Anlaşması ile 3,5 milyon göçmeni ülkesinde tutan Türkiye’nin, kapıları açması durumunda zaten göç dalgasıyla derin bir krize giren AB, yeni bir göç dalgası istemiyor. Ayrıca, Suriye ve terörle mücadele dosyalarında da Türkiye ile yakın stratejik bir çalışma yürüten AB ülkeleri, köprülerin tümüyle atılmasına karşı.
Bakan Çelik ‘Göçmen Anlaşması kartını’ çıkardı
AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, AB Genel İşler Konseyi’nin sonuç belgesinde dile getirilen ifadelere sert tepki gösterdi. Twitter hesabından açıklama yapan Bakan Çelik, “AB bu açıklaması ile 18 Mart Anlaşması’na uymayacağını ilan etmiştir. AB’nin sadece kendi çıkarına gördüğü göç, terör, ulaştırma, enerji gibi alanlarda Türkiye’yi kilit ortak göreceği ve ülkemize karşı sözlerini ve taahhütlerini yerine getirmekten imtina edeceği seçici bir ilişki biçimini kabul etmemiz mümkün değil.” dedi. AB’nin “bir kafa karışıklığı yaşadığını” belirten Bakan Çelik, AB yöneticilerini “vizyonsuz olmakla” suçladı. Çelik, şunları söyledi:
“18 Mart mutabakatının devamının önemini vurgulayan açıklamanın, mutabakatın asli unsurları olan yeni fasılların açılmasında ve Gümrük Birliğinin güncellenmesinde hiçbir adım atılmayacağını söylemesi, vize muafiyetinden bahsetmemesi dürüstlükten uzak ve çelişkili bir yaklaşımdır. 18 Mart sadece göç meselesinden ibaret değildir. AB’nin taahhütleri bulunan yukarıdaki konular da 18 Mart’ın asli unsurlarıdır. AB bu açıklaması ile 18 Mart anlaşmasına uymayacağını ilan etmiştir. AB’nin sadece kendi çıkarına gördüğü göç, terör, ulaştırma, enerji gibi alanlarda Türkiye’yi kilit ortak göreceği ve ülkemize karşı sözlerini ve taahhütlerini yerine getirmekten imtina edeceği seçici bir ilişki biçimini kabul etmemiz mümkün değildir.”
“Türkiye’nin AB’den uzaklaştığı iddiası trajikomiktir”
Aşırı sağın iktidar olduğu ülkelerin AB’yi esir aldığını da sözlerine ekleyen Bakan Çelik, « AB Konseyi’nin ülkemizin AB’den uzaklaştığı iddiası trajikomiktir. Bu iddianın ciddiye alınacak tarafı yoktur. Avusturya’nın Türkiye – AB ilişkilerini bitirme niyeti bazı üye ülkelerin de desteğiyle AB pozisyonu haline getirilmiştir. Biz değerler Avrupasını temsil eden bir AB’ye üye olmak istiyoruz. Aşırı sağın iktidar olduğu, bunun normalleştirildiği ve AB’nin kendi kurucu değerlerinden uzaklaştığı bir AB ne üyelerine ne adaylarına gelecek vaat edebilir” diye konuştu.(Euronews)