Belarus’ta ne oluyor? Sokaklara dökülen on binlerce kişi ne istiyor?
Belarus’ta Pazar günü, ülke tarihinin en büyük protesto gösterilerinden biri düzenlendi. On binlerce kişi, Devlet Başkanı Aleksender Lukaşenko’nun kazandığı seçmileri protesto için sokaklara dökülürken, Lukaşenko da başkent Minsk’in başka bir noktasında toplanan destekçilerine seslenip seçimin yenilenmesi çağrılarını reddetti.
“Özgürlük Yürüyüşü” adı verilen eylemde göstericiler, seçimlerin yenilenmesi çağrısı yaptı ve Lukaşenko’yu istifaya çağıran sloganlar attı.
Belarus’ta geçen hafta Pazar günü yapılan seçimlerin ardından protestolar devam ediyor. Devlet Başkanı Aleksender Lukaşenko karşıtı binlerce kişi Başkent Minsk’te bugün bir araya geldi. Lukaşenko da kentin başka bir noktasında toplanan destekçilerine bir konuşma yaparak, seçimin yenilenme çağrılarını reddetti.
Seçimin ardından güvenliğiyle ilgili kaygılardan dolayı Litvanya’ya gittiğini açıklayan ana muhalefetin adayı Svetlana Tikhanovskaya, Pazar günü için ülke genelinde büyük eylemler düzenlenmesi çağrısı yapmıştı.
Lukaşenko, protesto gösterilerine katılanları “sıçanlar” diye nitelendirdi. Lukaşenko, NATO’nun Belarus sınırlarında askeri yığınak yaptığını belirterek, halktan ülkelerinin bağımsızlığını koruma mücadelesine katılmalarını istedi.
NATO Sözcüsü ise Belarus sınırına yığınak yapıldığı iddiasının doğru olmadığını söyledi.
Belarus’ta geçen hafta Pazar günü yapılan seçimlerde Lukaşenko’nun oyların yüzde 80’ini alarak yeniden seçildiği açıklandı. Tikhanovskaya’nın oy oranı ise yüzde 10,12 olarak verildi.
Ancak Tikhanovskaya, seçim sonuçlarını kabul etmedi ve oyların adil bir şekilde sayılması halinde oy oranının yüzde 60 ile 70 arasında olacağını söyledi.
Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından başkent Minsk başta olmak üzere ülkenin birçok kentinde protesto eylemleri düzenlenmeye başladı.
Rusya ne yapacak?
Analiz – Steve Rosenberg / Moskova Muhabiri
Rus televizyon kanalları, 2020 yılında Belarus’ta yaşananlar ile 2014’te Ukrayna’da yaşananlar arasında endişe verici paralellikler kuruyor.
Ukrayna’daki Batı yanlısı devrim, Moskova’nın özel kuvvetlerini göndererek Kırım’ı ilhak etmesini ve ülkenin doğusuna askeri müdahalede bulunmasına yol açmıştı.
Aradan altı yıl geçti. Rusya, Belarus’a da askeri müdahalede bulunabilir mi?
En azından kağıt üzerinde bu adım çok yapıcı olmayacakmış gibi duruyor. Belarus’taki muhalefet hareketi, Rusya karşıtı ve Batı yanlısı bir kimliğe sahip değil. Muhaliflerin ortak noktası Lukaşenko karşıtı olmaları. Eğer Rusya, Belarus liderine destek olmak için asker gönderirse, o zaman Belarus halkını rahatsız etmiş ve Rusya karşıtı eğilimlerin doğmasına yol açmış olur.
Moskova’nın Belarus’u Rusya’nın etki alanı içerisinde tutmak istediği doğru. Kremlin’in nihai amacı, komşusuyla birleşme yolunda adımlar atmak. Bu da siyasi kozlar masaya getirilerek yapılabilir.
Kremlin, hemen yanı başında “renkli devrimler” yaşanmasından ölesiyle korkuyor. Ancak 2020’nin Minsk’i 2014’ün Kiev’i ile aynı değil. Belarus, Batı ile Doğu arasında bir seçim yapmaya çalışmıyor. Belarus halkı, güvenlik güçlerinin şiddetli müdahalesine büyük tepki duyuyor. Artık Lukaşenko’nun geleneksel tabanını oluşturan fabrika işçileri bile desteğini çekmeye başlamış durumda.
Minsk’te ne oluyor?
Yerel medyada yer alan haberlere göre hükümet yanlısı gösterilere 31.000 kişi katıldı. Belarus İçişleri Bakanlığı ise katılımcıların sayısının 65.000 civarında olduğunu tahmin ediyor.
Destekçilerine seslenen Lukaşenko, mitingleri sevmediğini ve kimsenin kendisini korumasına ihtiyacı olmadığını söyledi. Devlet başkanlığı seçimlerinin yenilenmesi çağrılarını reddeden Lukaşenko, seçimlerin yenilenmesinin Belarus için ‘bir devlet olarak ölümü’ anlamına geleceğini ifade etti.
Lukaşenko, “Buraya, son 25 yıldır ilk defa ülkenizi, bağımsızlığınızı, karılarınızı, kız kardeşlerinizi ve çocuklarınızı savunmak için buraya geldiniz” dedi ve muhalefete “Bu sizin sonunuzun başlangıcı olacak, Ukrayna gibi dizlerinizin üstüne çökeceksiniz ve diğer ülkeler gibi Allah bilir kim için dua edeceksiniz” diye seslendi.
Belarus’ta ne oluyor?
Kamu çalışanlarının destek gösterilerine katılmaları, aksi halde işlerini kaybetmekle tehdit edildiklerine yönelik haberler geliyor. Son günlerde devlete ait fabrikalarda çalışan çok sayıda işçi işlerini bırakıp muhalif gösterilere katıldı.
Tut.by adlı internet sitesinin haberine göre Devlet Başkanı Lukaşenko mitingde konuşurken yaklaşık 220.000 kişi de Minsk merkezindeki İkinci Dünya Savaşı anıtı yakınlarında muhalif gösterilere katıldı.
Tikhanovskaya’nın ekibinin eski üyelerinden Maria Kolesnikova burada muhaliflere seslenip “İnanılmazsınız, sizi seviyorum” dedi.
Kolesnikova daha sonra hükümet yetkililerine, güvenlik güçlerine ve hakimlere “Arkadaşlar bakın bu son şansınız. İyinin ve halkın yanında olun. Biz çoğunluğuz. Güç biziz” diye seslendi.
Diğer şehirlerde de muhalif gösteriler düzenlendi. Brest Belediye Başkanı kalabalığa seslenmek isterken yuhalandı. Gomel’de de göstericiler belediye binasındaki Belarus bayrağını indirip muhalefeti temsil eden kırmızı beyaz bayrağı göndere çekti.
Belaruslu futbolcu Ulya Shukurin, Lukaşenko iktidarı bırakana kadar ülkenin milli takımında futbol oynamayacağını söyledi ve Rus premier ligi takımı CSKA Moskova için ilk golünü attı.
Siyasi olarak ne oluyor?
Ülkede muhalif gösteriler artarak devam ederken Lukaşenko, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den yardım istedi.
Lukaşenko, ‘Belarus’a yönelik askeri dış tehitler artarken Putin’in kapsamlı destek sağlama sözü verdiğini’ ifade etti.
İki lider Pazar günü ikinci görüşmelerini yaptı. Kremlin, liderlerin Belarus’taki durumu ve ‘cumhuriyetin dışarıdan gördüğü baskıyı değerlendirdiklerini’ açıkladı.
Putin, Lukaşenko’ya, Rusya’nın Belarus’a ‘gerekli görülmesi halinde kolektif askeri anlaşmaya uyumlu olarak destek vermeye hazır olduğunu’ söyledi.
AB Dışişleri Bakanları Cuma günkü görüşmenin ardından Belarus’ta ‘şiddet, bası ve seçim sonuçlarının tahrif edilmesinden sorumlu olan yetkililere yeni yaptırımlar getirilmesi konusunda fikir birliğine vardıklarını’ açıkladı.
ABD de Belarus’taki seçimlerin ‘özgür ve adil olmadığını’ söyledi.
Baltık ülkeleri başbakanları da (Letonya, Litvanya ve Estonya) ülkedeki şiddet olaylarından ve yetkililerin muhaliflere yönelik siyasi baskılarından kaygı duyduklarını ifade etti.
Litvanya ve Letonya daha önceki açıklamalarında Belarus için, yetkililerin protestoculara yönelik şiddeti sona erdirmeleri, sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla ulusal konsey oluşturulması için arabuluculuk yapmaya hazır olduklarını dile getirmişti. İki ülke, aksi halde yeni yaptırımlar getirilebileceği uyarısında bulundu.
Liderler seçimlerin ‘adil ve özgür’ olmadığını söyledi ve ‘uluslararası gözlemcilerin katılımıyla şeffaf bir seçim düzenlenmesi’ çağrısı yaptı.
Tikhanovskaya seçimlerin sonuçlarını reddedip Litvanya’ya gitmişti. Muhalif siyasetçi seçimden önce çocuklarını güvenlikleri için Litvanya’ya göndermişti.
Seçimden sonra yaklaşık 6.700 kişi gözaltına alındı, birçoğu gözaltında güvenlik güçleri tarafından işkence gördüklerini iddia etti.(BBC)