İsrail polisi Mescid-i Aksa’ya girdi: 200 yaralı
Doğu Kudüs’te gerginlik: 200’den fazla yaralı
İsrailli güvenlik güçleri ve Filistinliler arasında Doğu Kudüs’te çıkan gerginlik ve çatışmada 200’den fazla kişi yaralandı. Filistinliler olaylardan İsrail’i sorumlu tutarken, ABD ve BM itidal çağrısında bulundu.
Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te Ramazan ayının başından beri süren gerginlik dün doruk noktasına ulaştı. Ramazan ayının son cumasında binlerce Filistinli Mescid-i Aksa camisinde toplandı. İsrail polisinin yaptığı açıklamaya göre gerginlik ibadet eden Filistinlilerden bazılarının polise taş, şişe ve havai fişek fırlatması üzerine başladı. Bunun üzerine 700 İsrail polisinin ibadet edenlerin bulunduğu alana girdiği ve gece geç saatlere kadar çatışma yaşandığı bildirildi. Polisin Filistinlilere plastik mermi ve tazyikli su kullandığı kaydedildi. İsrail polisi çatışmada 17 polisin yaralandığını ifade etti.
Filistin Kızılayı ise yaptığı açıklamada İsrailli güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucu en az 205 Filistinlinin yaralandığını ve bu kişilerden 88’inin hastaneye kaldırıldığını belirtti.
Abbas: İsrail sorumlu
Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas gerginliğin tırmanmasından İsrail’i sorumlu tuttu. Hamas ise açıklamasında, İsrail’in “yaptıklarının bedelini ödeyeceğini” duyurdu. İsrail hükümetinden dün gece yaşananlara dair henüz resmi bir açıklama gelmedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı ve BM Ortadoğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Tor Wennesland yaptıkları açıklamalarda, Doğu Kudüs ve Batı Şeria’daki şiddet nedeniyle derin bir endişe duyulduğunu belirterek, her iki tarafa da itidal çağrısında bulundu.
İran’dan “savaş suçu” tepkisi
İran BM’ye Mescid-i Aksa ve çevresinde yaşananları “savaş suçu” şeklinde nitelendirerek kınama çağrısı yaptı. İran Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında Mescid-i Aksa ve çevresinde yaşananlar kınanarak, “Bu savaş suçu gayri meşru siyonist rejimin suçlu karakterini dünyaya bir kez daha kanıtlamıştır” dedi.
Filistinli ailelerin zorla tahliye edilmesi
Ramazan ayının başından ve Filistin’de parlamento seçimlerinin ertelenmesinden bu yana Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te sık sık gerginlik ve şiddet olayları yaşanıyor. İsrailli güvenlik güçleri cuma günü Batı Şeria’da bir İsrail askeri üssüne saldırının engellendiğini ve iki Filistinli zanlının öldürüldüğünü açıkladı. Dünkü gerginliğin başlamasında Doğu Kudüs’te bulunan Şeyh El-Cerrah’daki dört Filistinli ailenin evlerinin boşaltılma tehdidi de etkili oldu. Yahudi yerleşimciler bu bölgede kendilerinin oturma hakkı olduğunu savunuyor. İsrail yüksek mahkemesi önümüzdeki pazartesi günü bu konuda davada tarafların dinlenmesine hükmetmişti.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği İsrail’den Filistinli aileleri zorla evlerinden çıkarmaya son vermeye çağırarak bu durumun uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtti.
İsrail ve Filistin arasında Kudüs’ün statüsü konusundaki gerginlik çok eskilere dayanıyor. İsrail 1967 yılındaki savaş sonrasında işgal ettiği Doğu Kudüs dahil kentin tamamını başkenti olarak görüyor. Filistinliler ise Doğu Kudüs’ü başkentleri olarak görüyor.(DW)
Harem-üş Şerif’in önemi
Harem-üş Şerif, hem Müslümanlar hem de Yahudiler tarafından kutsal sayılıyor. Yahudiler için bölge Museviliğin en kutsal noktası ve Tevrat’ta adı geçen iki mabedin de geçmişte bulunduğu yer.
Mescid-i Aksa ise İslam’ın üçüncü en kutsal ibadet yeri olarak kabul ediliyor.
Bu bölgenin içinde olduğu Doğu Kudüs, 1967’deki Arap 6 Gün Savaşı olarak da bilinen 1967 Arap – İsrail savaşından bu yana İsrail devletinin işgali altında bulunuyor.
Harem-üş-Şerif’in dini önemi göz önünde bulundurarak bölgenin yönetimi için bir dizi hassas düzenleme yapılmış durumda. Kısaca ‘statüko’ olarak adlandırılan bu düzenlemeler, bölgeye giriş-çıkışların idare edilmesinden, karar alım sürecine kadar bir dizi alanı kapsıyor ve 50 yıldır uygulanıyor.