Migren hastalarına Azerbeycan’dan sıradışı tedavi

Azerbaycan’da sülük ve bal arısı ile yapılan tedavi, şifa arayanlar için yeni umut oldu

Azerbaycan’da bal arısı ve sülükle yapılan tedavi, başta migren ve romatizma olmak üzere birçok hastalık için umut kaynağı oldu. Başkent Bakü’de özel bir klinikte gerçekleştirilen bu tedavi metoduyla, kontrollü şekilde bal arısının hastayı sokması sağlanırken, hasta vücudunun değişik yerlerine yapıştırılan sülüklerle tedavisi zor birçok hastalığa şifa aranıyor. Klinikte alternatif tıp metotlarıyla migren ve romatizma hastalığı dışında; astım, felç hatta bazı kanser türlerine bile söz konusu tedavi uygulanıyor.

Azerbaycan’da hastalarına alternatif tedavi yöntemlerini uygulayan uzman Dr. Seyfeddin Esed, ilginç açıklamalarda bulundu. Esed, geliştirdikleri yöntemle şimdiye kadar birçok hastayı başarıyla tedavi ettiklerini söyledi. Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra uzun süre alternatif tıp konusuna yoğunlaştığını, Rusya ve Çin’de birçok çalışmalarda yer aldığını belirten Dr. Esed, arıcılık yapan insanların dayanıklı ve uzun ömürlü olduklarını iddia etti. Esed bunu, arı sokmasının insan direncini artırmasına bağladı.

TEDAVİ ÖNCESİ TETKİK ŞART

Her hastanın arı ve sülükle tedavi edilemeyeceğini belirten Uzman, tedavi öncesi tetkiklerin şart olduğunu vurguladı. Azerbaycanlı doktor, özellikle arı sokmalarına karşı hassasiyeti olan ve hemofili hastalarına söz konusu yöntemin uygulanmasının tehlikeli olduğu uyarısında bulundu. Arının iğnesiyle vücuda enjekte ettiği sıvının insan sağlığına çok olumlu etkileri olduğunu ifade eden Dr. Seyfeddin Esed, “Arı soktuktan sonra vücuttaki ağrılar kesilir. Direnci artmakla birlikte hasta kendisini daha güçlü ve rahat hisseder.” dedi. Klinik ortamları dışında bu metodun uygulanmaması gerektiğine ve bazı insanların arı sokmasına karşı çok hassas olduğuna dikkat çeken Esed, sadece bir arının bile bu insanları kısa sürede öldürebileceğini ifade etti.

Tedavi için kliniklerine en çok migren hastalarının baş vurduğunu belirten Esed, 40 yıldır migren ağrısı çeken hastaların bile bu dertten kurtulduklarını savundu. Bal arısı ve sülük ile tedavi için en çok; migren, romatizma, bronşit, basur ve astım hastalarının kendilerine başvurduklarını aktaran Seyfeddin Esed, “Kolunu dahi kaldıramayan felçli hastalar geliyor. Arı sokmalarından sonra kısa bir sürede ellerini kaldırıp indirebiliyorlar.” dedi.

HER SÜLÜK VE ARI KULLANILMAMALI

Tedavi için özel bir cins arı ve tıbbi sülük kullandıklarını belirten Esed, steril ortamda yetiştirilmeyen sülükleri kullanmanın sağlık açısından tehlikeli olabileceğini söyledi. Sülük tedavisinin yüzyıllardır uygulandığının hatırlatan Esed, görme kaybı, migren özellikle de tansiyon hastalığında büyük başarı sağlandığını söyledi.

Klinikte tedavi gören ve uzun zamandır migren ağrıları olduğunu söyleyen Tamella Yunusova isimli hasta yaptığı açıklamada, hastalığı ile ilgili Rusya dahil birçok yerde tedavi gördüğünü, ancak olumlu netice alamadığını söyledi. Yunusova arı ve sülükle yapılan tedaviye akrabalarının tavsiyesiyle başladığını ve henüz daha bir kaç seans olmasına rağmen tedavinin olumlu etkilerini hissetmeye başladığını ifade etti.

Azerbaycan’da bal arısı ve sülükle yapılan tedavi, başta migren ve romatizma olmak üzere birçok hastalık için umut kaynağı oldu. Başkent Bakü’de özel bir klinikte gerçekleştirilen bu tedavi metoduyla, kontrollü şekilde bal arısının hastayı sokması sağlanırken, hasta vücudunun değişik yerlerine yapıştırılan sülüklerle tedavisi zor birçok hastalığa şifa aranıyor. Klinikte alternatif tıp metotlarıyla migren ve romatizma hastalığı dışında; astım, felç hatta bazı kanser türlerine bile söz konusu tedavi uygulanıyor.

Azerbaycan’da hastalarına alternatif tedavi yöntemlerini uygulayan uzman Dr. Seyfeddin Esed, ilginç açıklamalarda bulundu. Esed, geliştirdikleri yöntemle şimdiye kadar birçok hastayı başarıyla tedavi ettiklerini söyledi. Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra uzun süre alternatif tıp konusuna yoğunlaştığını, Rusya ve Çin’de birçok çalışmalarda yer aldığını belirten Dr. Esed, arıcılık yapan insanların dayanıklı ve uzun ömürlü olduklarını iddia etti. Esed bunu, arı sokmasının insan direncini artırmasına bağladı.

TEDAVİ ÖNCESİ TETKİK ŞART

Her hastanın arı ve sülükle tedavi edilemeyeceğini belirten Uzman, tedavi öncesi tetkiklerin şart olduğunu vurguladı. Azerbaycanlı doktor, özellikle arı sokmalarına karşı hassasiyeti olan ve hemofili hastalarına söz konusu yöntemin uygulanmasının tehlikeli olduğu uyarısında bulundu. Arının iğnesiyle vücuda enjekte ettiği sıvının insan sağlığına çok olumlu etkileri olduğunu ifade eden Dr. Seyfeddin Esed, “Arı soktuktan sonra vücuttaki ağrılar kesilir. Direnci artmakla birlikte hasta kendisini daha güçlü ve rahat hisseder.” dedi. Klinik ortamları dışında bu metodun uygulanmaması gerektiğine ve bazı insanların arı sokmasına karşı çok hassas olduğuna dikkat çeken Esed, sadece bir arının bile bu insanları kısa sürede öldürebileceğini ifade etti.

Tedavi için kliniklerine en çok migren hastalarının baş vurduğunu belirten Esed, 40 yıldır migren ağrısı çeken hastaların bile bu dertten kurtulduklarını savundu. Bal arısı ve sülük ile tedavi için en çok; migren, romatizma, bronşit, basur ve astım hastalarının kendilerine başvurduklarını aktaran Seyfeddin Esed, “Kolunu dahi kaldıramayan felçli hastalar geliyor. Arı sokmalarından sonra kısa bir sürede ellerini kaldırıp indirebiliyorlar.” dedi.

HER SÜLÜK VE ARI KULLANILMAMALI

Tedavi için özel bir cins arı ve tıbbi sülük kullandıklarını belirten Esed, steril ortamda yetiştirilmeyen sülükleri kullanmanın sağlık açısından tehlikeli olabileceğini söyledi. Sülük tedavisinin yüzyıllardır uygulandığının hatırlatan Esed, görme kaybı, migren özellikle de tansiyon hastalığında büyük başarı sağlandığını söyledi.

Klinikte tedavi gören ve uzun zamandır migren ağrıları olduğunu söyleyen Tamella Yunusova isimli hasta yaptığı açıklamada, hastalığı ile ilgili Rusya dahil birçok yerde tedavi gördüğünü, ancak olumlu netice alamadığını söyledi. Yunusova arı ve sülükle yapılan tedaviye akrabalarının tavsiyesiyle başladığını ve henüz daha bir kaç seans olmasına rağmen tedavinin olumlu etkilerini hissetmeye başladığını ifade etti.