Putin artık Esad’ı istemiyor mu?
Suriye’de çatışmalar azalırken Moskova-Tahran-Şam hattında görüş ayrılıkları artıyor. Moskova’dan Şam’a yönelik gelen eleştiriler Putin’in artık Esad’ı istemediği iddialarına neden oluyor.
Suriye’de çatışmaların azalmaya başlaması ile birlikte Moskova, Tahran ve Şam arasındaki görüş farklılıkları su yüzüne çıkmaya başladı. Son haftalarda Moskova’dan Şam’a yönelik eleştirel açıklamalar öne çıktı ve üç başkent arasındaki diplomatik trafik de yoğunlaştı.
DW Türkçe’ye Moskova ve Şam arasındaki görüş farklılıklarını değerlendiren Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi (RIAC) Genel Müdürü Dr. Andrey Kortunov’a göre Suriye konusunda Moskova’da iki farklı yaklaşım söz konusu.
Bu iki yaklaşıma açıklık getiren Dr. Kortunov, “Daha çok askeri kanat tarafından savunulan ilk yaklaşıma göre, Suriye’de iç savaş yok. Şam’daki meşru hükümet dışardan destek alan uluslararası teröristlerden kendi topraklarını geri almaya çalışıyor. Bu durumda çatışmayı sona erdirmenin tek yolu teröristleri yok etmek. Bu yaklaşım, açıkça Suriye liderliği tarafından da paylaşılıyor” diyor.
“Rus diplomatlar tarafından savunulan ikinci yaklaşımın da Suriye’de meselenin sadece teröristlerle sınırlı olmadığı” şeklinde olduğunu vurgulayan Dr. Kortunov, “Bu görüşe göre Beşar Esad yönetimine karşı olan muhalifler de var. Bu nedenle bu bir iç savaş. Bunu sona erdirmenin yolu; siyasi diyaloğa başlamak, Cenevre’ye gitmek (sürece devam etmek), bir mutabakata varmak, anayasada reform ve BM gözetiminde seçimleri yapmak” diye sözlerini sürdürüyor.
Siyasi süreçlere ağırlık verilmesini isteyen Rusya Dışişleri Bakanlığı ile Şam arasında da görüş farklılıkları olduğunu ifade eden Dr. Kortunov, “Soçi ve Cenevre 2’de Suriye’nin pozisyonundan Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın mutlu olduğunu sanmıyorum. Buna benzer anlaşmazlıklar var ve ben bunların küçümsenmemesi gerektiğini düşünüyorum” diyor.
“Putin’in başka çaresi yok”
Son haftalarda Rus medyasında ve uluslararası basında yer alan bazı haberlerde “Rusya’nın Beşar Esad’ı istemediği” iddiaları da yer aldı. Ancak Moskova’nın Esad’ı desteklemekten başka seçeneği olmadığını Dr. Kortunov’a göre bu destek en azından gelecek yıl yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimine kadar sürecek.
Uzmanlara göre Moskova ve Şam arasındaki sorunlardan biri de İran. Rusya ve İran her ne kadar 2011’de başlayan ayaklanma sürecinde aynı safta durmuş olsalar da iki ülkenin dış politikası ve hedefleri farklı. Bu durumun da İran’la köklü ve yakın ilişkileri olan Şam ile Moskova arasında sorunlara sebep olduğu öne sürülüyor.
Dr. Kortunov da “Rusya-İran ilişkilerinin oldukça karmaşık olduğu ve iki ülkenin Suriye’deki hedeflerinin örtüşmediğini” ifade ediyor.
Rusya’nın Suriye’deki çıkarları
Suriye Parlamentosu Milletvekili ve Meclis Sekreteri Halid Abbud da Moskova-Şam ilişkileri konusunda “Devletler arası ilişkiler lütufa değil çıkara dayanır. Rusya’nın Suriye ilişkisi bir hayır işi değil. Rusya’nın Suriye’den çıkarları var ve bu çok doğal” görüşünü dile getiriyor.
Rusya’nın bölgede nüfuzunu artırmaya çalıştığına işaret eden Abbud, “Rusya, Suriye’de bazı kazanımlar ve zemin elde etti. Bu, bölgede bir zemin kazandığı anlamına geliyor. Bu da bölgede nüfuz demek” diyor.
Abbud’a göre bu nüfuz Akdeniz’deki güç çekişmelerinden enerji pazarına, yeni ticari ağlardan bölgedeki diğer dosyalara kadar birçok konuyu kapsıyor.
“Türkiye de görüş ayrılıklarının bir sebebi olabilir”
Moskova, Tahran ve Şam arasındaki fikir farklılıklarının bölgede istikrarın nasıl sağlanacağı tartışmasından kaynaklandığınu vurgulayan Abbud, üç başkent arasındaki en önemli meselenin ise İsrail olduğunu söylüyor.
Abbud, “Rusya, İsrail’i bir bölge ülkesi olarak görüyor. İsrail’i Suriye ile çözülebilir sorunları olan bir ülke olarak değerlendiriyor. Suriye’ye göre ise İsrail diye bir ülke yok. Benim yorumuma göre Suriye de Rusya’nın Türkiye ile veya İran’ın Katar ve Türkiye ile ilişkilerinin olmasını anlıyor, ancak bu ilişkilerin Suriye’deki istikrara mal olmasını kabul etmez” diyor.
Suriye’nin Rusya-Türkiye ilişkileri nedeniyle İdlip’e yönelik askeri operasyonun yavaşlatılmasını anladığını belirten Abbud, bu durumun Suriye’de istikrarın tesisi sürecini etkilemesi halinde Moskova ile Şam arasında görüş farklılıklarından biri haline gelebileceğini anlatıyor.
Rusya Esad’ı istemiyor mu?
Abbud’a göre Suriye’de ve bölgede Moskova ve Tahran arasındaki sorunların temel sebebi de ekonomik çıkarlar değil nüfuz.
İki ülke arasındaki en önemli sorunun İsrail’e yaklaşım olduğuna işaret eden Abbud, “Ancak iki ülkenin aynı görüşte olduğu dosyalar da var. Bu nedenle iki ülke arasındaki anlaşmazlık ekonomik sebeplerden değil, nüfuzdan kaynaklanıyor. İki taraf da kendi yaklaşımını empoze etmek için fırsat kollayacaktır” diyor.
Rusya’nın Beşar Esad’ı istemediğine dair iddiaların ise gerçekçi olmadığını savunan Abbud, “Rusya, bölgede nüfuz kazanmak hedefiyle hareket ederken bunu şahıslar üzerinden yapmaz. Yani, Beşar Esad düşse Rusya bölgedeki nüfuzunu korumak için başka birini aramaya başlayacaktır. Beşar Esad, Suriye içindeki politik denklemde temel esas ve tam anlamıyla bir devlet başkanı” görüşünü dile getirdi.
“Rusya İran’ın Akdeniz’e çıkmasını istemiyor”
Lübnan merkezli SITA düşünce kuruluşunun yöneticisi Dr. Elvan Emin Eddine’ye göre, Moskova ve Şam arasındaki sorunlar İran, İsrail ve Suriye’de yeni anayasanın hazırlanması dahil siyasi süreç.
Dr. Eddine, Rusya açısından biri Asya’da biri Suriye dahil Ortadoğu’da olmak üzere iki İran olduğunu belirterek “İran, Şangay İşbirliği Örgütü’nün gözlemci üyesi olması, Hazar Denizi’ndeki ortak askeri tatbikatlar, Çin-Rusya-İran ticari ilişkileri gibi sebeplerle Rusya açısından çok önemli. Ancak Suriye’deki İran ile Rusya’nın ortak sorunu terörle mücadele olsa da yöntemleri farklı. Rusya, İran’ın Asya’da bölgesel bir güç olarak kalmasını istiyor, Akdeniz’e açılmasını istemiyor” diyor.
İsrail sık sık Suriye içindeki bazı bölgelere “İran askeri hedeflerini vurduğu” gerekçesiyle saldırılar düzenliyor. Rusya’nın Suriye’de hava savunma sistemlerinin bulunmasına ve İsrail ile iyi ilişkileri olmasına rağmen bu saldırıları engellememesi de Şam ve Tahran’da rahatsızlık yaratıyor. Dr. Eddine’ye göre Rusya’nın bu saldırılara “göz yumması” da sorunlardan biri.
İran’ın Suriye’deki Lazkiye, Tartus ve Banyas limanlarında giderek daha etkinleşmesinin de Rusya’yı rahatsız ettiğini belirten Dr. Eddine, bu limanların İran sınırından Irak’a ve oradan Suriye içinden Akdeniz’e çıkış sağladığını kaydediyor.
Anayasa çalışmaları
Moskova ve Şam arasındaki bir başka sorunun da yeni anayasayı hazırlayacak komitenin oluşturulması olduğu ifade ediliyor. 150 üyeden oluşması gereken komitede yer alacak isimlerin bir kısmına Türkiye ve bazı bölge ülkeleri ısrar ederken Şam reddetmişti.
Bu durumun komitenin oluşturulmasını ve dolayısıyla yeni anayasanın hazırlanması sürecini olumsuz etkilediği savunuluyor. Komite aylar süren diplomatik girişimlerin ardından kuruldu ancak ülkeler arası uzlaşmazlık gibi sebeplerle tam olarak çalışmaya başlamadığı öne sürülüyor.
Dr. Eddine de Moskova ve Şam arasında çok sayıda sorun olsa da “Rusya, Beşar Esad’ı istemiyor” görüşüne katılmadığını belirterek “Başkan Beşar Esad, Rusya açısından bölgedeki köşe taşı” görüşünü dile getiriyor.(DW)