Türk Dr. Murat Sadıç, Covid-19’a alternatif iki tedavi yöntemi geliştirdi
Almanya’ya göçen KHK’lı Türk Dr. Murat Sadıç, Covid-19’a alternatif iki tedavi yöntemi geliştirdi
Euronews’ün haberine göre Türkiye’de nükleer tıp uzmanlığı, danışmanlık ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nda (TÜBİTAK) proje yürütücülüğü görevlerinde bulundu. 2016’da Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile mesleğinden ihraç edildi. Bir süre cezaevinde kaldıktan sonra 2017 yılında Almanya’ya göç etti. Halen Almanya’da Nükleer Bilimler Enstitüsü’nde akademik çalışmalarını sürdüren Dr. Murat Sadıç, şimdi Covid-19 hastalığının tedavisi için iki alternatif yöntem önerisiyle gündemde.
Şu an için efektif, virüse karşı onay almış bir ilaç bulunmadığını ve daha önceden kullanılan sıtma ilaçları gibi yöntemlere başvurulduğunu hatırlatan Nükleer Tıp Uzmanı Sadıç, euronews Türkçe’ye kendi geliştirdiği iki altertanif yöntemi anlattı.
İlk proje konseptinin virüsün yüzeyinde bulunan en önemli iki reseptörü belirleyip, bunları çoğaltarak; bu reseptörlerle bağlanabilecek bir maddeyi belirleyip bunları daha sonrasında yine radyoaktif bir ajanla kombine etmeyi öngördüğünü söyleyen Dr. Sadıç, hastaya veya virüse karşı kullanabilecek bu yöntemle tanı ve tadavi sağlanmasının mümkün olduğunu dile getirdi.
Dr. Murat Sadıç, ikinci proje konseptini ise şöyle özetliyor: “Virüse karşı vücudumuzda bulunan savunma hücreleri (Antikorlar) var ; bunları yeniden üretip radyoaktif maddelerle kodlayarak yine vücuda vermek ve virüse özgü alana gitmesini sağlayıp hastalığa özgü tedavisini ortaya koyabilmek mümkün”
Geliştirdiği tedavi yöntemi konseptlerini Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya’da yetkililerle paylaşan Sadıç, ABD’den bir davet aldı. Almanya’daki ABD konsolosluğu Murat Sadıç ve ailesini ‘acil’ olarak çağırarak çalışmalarını yürütmesi için davet etti.
Dr. Murat Sadıç kimdir?
Nükleer Tıp Doktoru ve Bilim İnsanı Murat Sadıç, 1987 yılında Gaziantep’te dünyaya geldi. Eğitimini aldığı okullardan birincilikle mezun olarak 2004 yılında girmiş olduğu Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni de birincilikle kazandı.
Tıp eğitimi sonrası 2011 yılında Tıpta Uzmanlık Sınavı’nı(TUS) geçerek Ankara’da Nükleer Tıp Uzmanlık eğitimine başladı. Uzmanlık Eğitimi’nin bir bölümünü ABD’de gerçekleştirdi. Ardından Türkiye’ye dönerek TÜBİTAK’ta Proje Yürütücülüğü ve Danışmanlığı gibi görevlerde bulundu. Türkiye’de yapmış olduğu çalışmalarından ötürü ‘Yılın Genç Bilim İnsanı’ ödülüne layık görüldü.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Atom Enerji Kurumu’nca “Geleceğin Öncü Bilim İnsanları” arasında seçilerek bazı çalıştaylara davet edildi. Ayrıca, American Society of Nuclear Cardiology(ASNC) tarafından ödül alarak ‘Gelişmekte olan ülkeler adına üyeliğe’ seçildi.
2016 yılı sonrası eşiyle birlikte Kanun Hükmünde Kararnameler(KHK) ile mesleklerinden ihraç edildi, 2017 yılında cezaevine girdi. Cezaevinden çıktıktan sonra ailesiyle birlikte Almanya’ya göç etti. Halen, Almanya’da Nükleer Bilimler Enstitüsü’nde ‘Bilimadamı’ pozisyonunda akademik çalışmalarını yürütüyor.